3 Mayıs 2010 Pazartesi

olmak ya da olmamak

Zamanı bugünmüş. Birkaç yüz bin sınav/test/deneyim eşiğini geçip hayatta kalmak gerekiyormuş buraya yazabilmem için. Yara, bere ve morluklarımın tamamını baştacı edip biraz da acıyla ruhumu bedenden ayırıp farklı bir açıdan kendimi izlemem, çenemi tutup sessizce düşünmem gerekiyormuş. Son birkaç haftadır uğradığım duraklar yepyeni bir bakış açısı kazandırdı. Yeni bir çerçeve yaptım kendime allı güllü, içine istediğim resimleri koyuyorum sonra da oturup izliyorum. Ben galiba ilk defa kendimi tanımak, hayattan ne beklediğimi kabataslak anlamak için ilk adımı attım. Önce karar vermeme kararı aldım. Akışına bıraktım olayları. Gördüm ki güzel bir yere gidiyor. Her değişim belki de ne kadar sancı ve acı verirse o kadar lezzetli oluyor. Işıltılı pullar yerine pul biberin keyfini çıkarıyorum. Çünkü o biberin üstüne hayatın verdiği bardak bardak sular galiba cansuyum oluyor. Ben oluyorum.

0 yorum :